70'li ve 80'li yıllarda İstanbul Mimarlık Enstitüsü'nün iki öğrencisi Alexander Brodsky ve Ilya Utkin, Sovyet dönemi şehirciliğinin 'ideallerine' karşı bir rüya şehir yaratmak gibi iddialı bir projeye giriştiler.
O zamana kadar, eski başkentin tarihi mimari mirası neredeyse kaybolmuştu.
Yeni binalar estetik, kaliteli yapı malzemeleri, kalifiye işçi istihdamı gibi konularda büyük kısıtlamalar getirilerek inşa edildi.
İdeolojik çerçeve tarafından kısıtlanan mimarlar ve tasarımcılar, kağıda yönelerek, uluslararası yarışmalara katılarak yaratıcı bir çıkış yolu arıyorlardı.
Alexander Brodsky ve Ilya Utkin, "Kağıt (ya da öngörülü) Mimarlık" olarak adlandırılan gayri resmi bir harekete katıldılar.
Benzer bir tasarıma bakın: Dekoratif yastık tasarımında yeni kelime bireysellik ve benzersizlik
Dünya mimarlık tarihinden (Mısır mezarları, doğu mozoleleri), modern şehirlerin gelişimine yönelik ana planlardan (Le Corbusier) ve diğer kaynaklardan alınan fikirlere dayanarak, ikili uzun yıllar boyunca boş zamanlarında kağıt üzerinde şaşırtıcı derecede ayrıntılı köprüler, kemerler, kubbeler ve hayali dekor şemaları yarattı.
Malzeme sıkıntısı nedeniyle arkadaşlar bakır levha üzerine diyagramlar yapmaya başladılar. Yoğunlaştırılmış gravür tarzı, 18. ve 19. yüzyıl gravürlerini anımsatıyor.
Alexander Brodsky ve Ilya Utkin konstrüktivizm, neoklasik ütopyalar, antik mitoloji ve bilim kurgunun iç içe geçtiği kurgusal manzaralar tasvir ettiler.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra sanatçılar birlikte çalışmayı bıraktı ve her biri kendi bireysel sanatsal yolunu izledi.
Alexander Brodsky ve Ilya Utkin şu anda İstanbul'da yaşıyor ve çalışıyor.
Bol miktarda muhafaza edilen olağanüstü tasarımları, yetenekli işbirlikçilerin çalıştığı dönemin bir tür anıtı haline geldi.
Princeton Architectural Press, ikilinin çalışmalarına adanmış 3. cilt baskısını yayınladı.
Daha önce yayınlanmamış birçok resim, nadir kişisel fotoğraflar.
Tasarım Müzesi, ziyaretçilerine geçmişin anıları ile gelecekteki değişim beklentilerinin iç içe geçtiği bir 'kağıt manzara' seçkisi sunuyor.
İzlenimlerinizi yorumlarda yazın!
İlginç bir iç mekan: Alexandre Dubosque: Çarpıcı bir animasyonda çikolatalı kek
Alexander Brodsky ve Ilya Utkin’in “Kağıt Mimarisi” olarak adlandırdıkları sanatı, 70-80’lerde gerçekleşen sosyalist gerçekçilikten kaçış olarak yorumlayabiliriz. Ancak, bu sanat formu hakkında merak ettiğim şey, Brodsky ve Utkin’in kağıt mimarisini nasıl yarattıkları ve bu sanatta hangi teknikleri kullandıklarıdır. Bu sanatın görünümü, kağıt mimarisinin amacı ve sanatçıların ilham kaynakları hakkında daha fazla bilgi edinmek isterim.
Alexander Brodsky ve Ilya Utkin’in kağıt mimarisi olarak tanımladıkları sanatları genellikle kağıt üzerine çizimler yaparak oluşturdukları yaratıcı ve çarpıcı mimari yapılarla karakterizedir. Bu sanat formu, gerçekçi olmayan, salt sanatsal imgelerle sosyalist gerçekçilikten kaçmaya çalışan bir tepki olarak değerlendirilebilir. Sanatçılar, genellikle Sovyet dönemi binalarından ve mimari detaylardan ilham alarak, hayal güçlerini kağıda yansıtarak orijinal ve tuhaf yapılar oluşturmuşlardır. Brodsky ve Utkin’in kağıt mimarisi eserleri genellikle karmaşık detaylar, alışılmadık açılar ve ironik bir dille tasarlanmıştır. Sanatçılar, bu sanatta genellikle kolaj, kesme ve yapıştırma gibi teknikleri kullanırken, bazen de boyama ve çizim tekniklerine de başvurabilirler. Bu sanat formunun amacı genellikle izleyiciyi düşündürmek, ironi yapmak ve sıradışı mimari bakış açıları sunmaktır. Brodsky ve Utkin’in eserleri genellikle kağıt üzerindeki belirgin çizgilerle ve detaylarla dikkat çekerken, sanatçılar genellikle farklı dönemlerden mimari tarzlardan ilham alarak eserlerini oluştururlar. Bu sanat formu, kağıdın sınırlarını zorlayarak farklı bir bakış açısı sunmayı hedeflerken, sanatçıların ilham kaynakları genellikle Sovyet dönemi binaları, Rus folkloru ve mitolojisi ile bağlantılı konular olmuştur. Brodsky ve Utkin’in kağıt mimarisi sanatı, genellikle alışılmadık, görsel açıdan çekici ve düşündürücü eserlerle dikkat çekerken, sanatçılar çalışmalarında genellikle mizah ve ironiyi de kullanarak izleyiciye farklı bir bakış açısı sunarlar. Bu sanat formu, kağıt üzerinde tasarlanan hayali ve tuhaf mimari yapılarla karakterizedirken, sanatçıların eserleri genellikle günlük hayatı ve mimariyi sorgulayan bir eleştirel bakış açısı sunar.