Fin kökenli Amerikalı fotoğrafçı
Bir renk bukalemunu gibi poz değiştiriyor, gövdesine veya uzuvlarına odaklanıyor, manzaranın bittiği yer ile başladığı yer arasındaki sınırı bulanıklaştırıyor.
Üstat için çıplaklık maneviyatın, özgürlüğün ve yaratılışın gizemine inisiyasyonun bir sembolüdür.
Nüdizmin düzenli bir takipçisi olarak görülmek istemiyor.
Grafik editörü Photoshop'un ortaya çıkmasından çok önce Minkkinen, yavaş deklanşöre basarak görüntüyü manipüle etmeyi öğrenmiş ve böylece istediği pozu vermek için zaman kazanmıştır.
Görüntüler geleneksel film fotoğrafçılığı teknikleri kullanılarak geliştirilir ve basılır.
Filmi makaradan çıkardığımda, bir hafta, bir ay ve bazen bir yıl önce objektife takılanları ilk kez kendim görüyorum.
Karanlık odamda tüm yıl boyunca asılı duran ve baskı aldığımda kırmızı bir ışık yayan 'Noel' ışık çelenkleri var!
Benzer bir tasarıma bakın: Alexandra'nın özel deri banyo mobilyası: orijinal "bavul" ruh hali
Tek başına çalışma eğilimindedir ve fotoğrafları çekilirken başka kimsenin bulunmasına izin vermez.
Mesele şu ki Minkkinen, uygulanması çok riskli olan çerçeve senaryolar geliştiriyor.
Burada akan bir nehre dalmış, kalın bir kar örtüsünün altına gömülmüş ya da bir uçurumun kenarından sarkıyor.
Usta, kendisi yüzünden başka kimsenin kendini tehlikeye atmasını istemez.
Minkkinen nadiren yüzünün fotoğrafını çekiyor, bunun nedeni ameliyatla tamamen onarılamayan doğuştan gelen bir kusur.
Yine de çalışmalarını "Çıplak Otoportreler" olarak tanımlıyor.
Fotoğraflardaki görüntüler gerçeküstü.
Finlandiya'da bir gölde çekilen fotoğrafta, kıvrımlı vücudu bir resifi ya da kayayı andırıyor,
Norveç'te, bacağı ve kalçası gövdeden uzanan bir dal oluşturacak şekilde bir ağacın üzerinde dengede durmaktadır,
Bükülmüş kol, kuğu boynunu çağrıştırıyor.
Arno Rafael Minkkinen – fotoğraf sanatı üzerine 8 kitabın yazarı.
70 yaşında, fotoğraf serilerinin devamı için yaratıcı planlarla dolu, sergiler düzenliyor ve yeni bir kitap yazıyor.
İzlenimlerinizi yorumlara yazın!
İlginç bir iç mekan: Mimari resim: Cinta Vidal'in resimlerinde tersine çevrilmiş dünyalar
Bu fotoğrafların ne anlama geldiğini ve sanatçının neden çevreyi sıradan portrelerinden farklı olarak kullanmayı tercih ettiğini merak ediyorum. Bu nü otoportrelerle iletmek istediği mesaj nedir? Sanatçı, bedenin doğayla olan ilişkisini nasıl ifade etmeye çalışıyor?