Muhtemelen küçük alanlar hakkında yazmaktan asla bıkmayacağım. İhtiyacınız olan her şeyi 30 veya 40 metrekarelik bir alana yerleştirmek gerçek bir sanat eseri!
Ve bunu göze hoş gelen bir tarzda yapın. Dahası, bu konu hala sözde Kruşçev dönemine sıkışmış olan ülkemiz sakinleri için çok önemlidir.
Ancak bu sorunun sadece bizim için değil, diğer (daha gelişmiş) ülkelerin sakinleri için de tanıdık olduğunu fark ettiğinizde, bir şekilde kolaylaşıyor.
Hiç sıkılmayan İskandinavlara bakın. Küçük alanların tasarımı söz konusu olduğunda asla yenilmezler.
Benzer bir tasarıma bakın: Rolex Oyster – erkekler ve kadınlar için mükemmel bir hediye
Tarzlarının ana ayırt edici özellikleri, iç mekanda doğal malzemelerin, açık renklerin ve yüksek derecede işlevselliğin kullanılmasıdır. Ve neden aşağıdaki örnekten birkaç numara öğrenmeyesiniz??
İlginç bir iç mekan: Modaya uygun renkler, yaratıcı fikirler ve doğru mobilya seçimi: Gerçek örneklerle yeni inşa edilmiş bir İskandinav dairesinin nasıl dekore edileceğini öğrenin
sunduğunu düşündüğümüzde, acaba minimalizm ve sade yaşam tarzı daha konforlu bir yaşam mı sunar?
Yakalaması ve minimalist bir tasarımı olmasıyla tanınırken, iç mekanlarda daha az eşya kullanılması gerektiği düşünülebilir mi? Tasarımda minimalist bir yaklaşım izlemek, sade ve temiz bir yaşam alanı yaratma amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Minimalizmin getirdiği bu sadelik ve düzen, insanları rahatlatır ve anksiyeteyi azaltır. Ancak bu tarz bir iç mekan tasarımıyla yaşamak herkes için uygun mudur? Her bireyin ihtiyaçları farklı olduğundan, bazı kişiler için daha fazla eşya ve dekoratif obje kullanmak daha keyifli olabilir. Sizce minimalizm iç mekan tasarımlarında her zaman daha iyisi midir?