Uluslararası tasarımın en iyi örneklerini temsil eden farklı başyapıtların yaratılmasını mümkün kılan da bu düşüncedir. İnsan ve doğa arasındaki uyum, her birimizin peşinden gitmesi gereken daha da büyük bir küresel hedeftir; çünkü ancak böyle bir yol çevreyi koruyacak ve her insanı ruhun karanlık tarafının çeşitli tezahürlerinden kurtaracaktır.
HygroSkin pavyonu, çevresindeki atmosferin nem değerlerindeki değişiklikleri izlemek üzere tasarlanan bu nesnede somutlaşan işlevsellik ve dış özellikler arasındaki uyumun çarpıcı bir örneğidir.
Bu tür bir pavyon için kullanılan malzeme, yüzeyinin havadaki nemi emmesini sağlayan gevşek bir dokuya sahip özel ahşap türlerinden yapılır.
HygroSkin elemanlarının fiziksel yapısı ve içbükey şekli sayesinde, her biriniz özel bir eğitim almadan ortamınızın nemindeki değişiklikleri takip edebilirsiniz.
Benzer bir tasarıma bakın: Danimarka fabrikası Holmris'ten eşsiz Süt Masası
Pavyonun yüzeyindeki pencerelerin çiçek şeklinde olması ve taç yapraklarının özel panjur görevi görmesi. Nem seviyesi düştüğünde, bu doğaçlama panjurlar kuruyup açılıyor ve yoldan geçen herkese pavyonun içini hayranlıkla seyretme şansı sunuyor. Nem miktarı arttıkça, süreç ters yönde işler. Yapraklar şişer ve mevcut pencereleri kaplar.
Bu tür eylemler sadece şaşırtıcı olmakla kalmaz, aynı zamanda tüm HygroSkin tasarımına özel bir çekicilik katar.
Bu alanın iç kısmına açılan bir kapı, burada hüküm süren özel enerjinin keyfini çıkarmanızı sağlarken, size alışılmadık şekiller ve çizgilerden oluşan bir dünyaya dalma şansı da sunuyor.
HygroSkin iç mekanındaki renk kombinasyonu, kullanılan ahşap türlerinin doğal açık tonlarıyla tanımlanan homojenliği ile karakterize edilir ve bu da gerekli sakinlik ve denge hissini sağlar.
İlginç bir iç mekan: OYUNSAL ETKİLEŞİM: Fabrica Minale-Maeda'nın eserlerinden oluşan bir sergi
Bu tasarım hakkında daha fazla bilgi alabilir miyim? Materyali nedir ve nasıl bu kadar pratik olabiliyor? HygroSkin’in farklı iklim koşullarına nasıl adapte olduğunu merak ediyorum.