Aynı zamanda düzenli bir ziyaretçi olan Alman Markus Linnenbrink, bu abartılı sanatçının her zaman sadece siyah ve beyaz kullanarak klasik tarzda çalıştığına inanmayacaktır.
Bunun nedeni, web sitemizde dikkatinize sunulan showroom tasarımının o kadar çok farklı ve canlı renge doymuş olmasıdır ki, bu bolluğa bakan gökkuşağı bile kıskançlıktan çatlar.
Gerçekten de gökkuşağı teması bu odanın her yerinde karşımıza çıkıyor. Farklı renklerde çok sayıda şerit sadece zemini ve duvarları değil, aynı zamanda tavanı da süslüyor.
Tüm tasarımın stilistik bileşeni ve görsel tezahürleri her yerde tamamen aynı kalsa da, duvar dekorasyonunun diğer düzlemlerden biraz farklı olduğunu belirtmek gerekir.
Benzer bir tasarıma bakın: Kompakt bir mutfak için akıllıca bir çözüm: ısmarlama katlanır masa
Bunun nedeni, zemin ve tavanın parlak olması ve duvarlar için söylenemeyecek çok belirgin bir ayna etkisine sahip olmasıdır. Bu oda elemanlarına uygulanan renkli çizgiler ideal değildir.
Gökkuşağı çizgilerinin renklerinin farklı girdapları ve yanardönerliği, bunların aceleyle ve sıradan bir boyayla, oldukça beceriksizce boyanmış olduğu izlenimini vermektedir.
Bu yöntem, düşüncesiz neşenin atmosferini yumuşatır, buraya bir vahşet ve sert bir yeraltı notası ekler. Ancak, duvarın en eğimli alanlarının bile herhangi bir olumsuz tepkiye neden olmadığını belirtmek gerekir; bu da genel yaratıcı fikrin doğruluğunu ve başarılı bir şekilde uygulandığını tamamen teyit eder.
Modern tasarım unsurları sayesinde bol ışık kaynağı bulunan salondaki aydınlatma sayesinde, sunulan tasarımın her alanını detaylı bir şekilde incelemek mümkün.
Girişin tamamen beyaz renkte olması, iç mekandaki mevcut renk kombinasyonunu yumuşatıyor ve algılanmasını kolaylaştırıyor.
Ayrıca, koridorun iç kısmındaki beyaz renk, sokaktan odaya giren güneş ışınlarının mevcut alanı doyurmasını sağlayarak insan yapımı gökkuşağını daha canlı ve doygun hale getirir.
İlginç bir iç mekan: Armstrong DLW standı için çarpıcı ve göz alıcı bir tasarım
Bu harika parlatılmış renkli başyapıtın etkileyici bir ruh hali yarattığını biliyoruz, ama neyin ilham kaynağı oldu? Markus Linnenbrink, bu neşeli eseri yaratırken nelere odaklandı ve hangi duygusal deneyimleri aktarmak istedi? Ressamın hayatındaki hangi faktörler, bu eseri oluştururken etkili oldu?