İtalyan Antonio Citterio, hem döşemeli mobilyaları hem de banyo bataryalarına kadar diğer detayları bizzat tasarladığı mimari projeleri ve lüks iç mekan tasarımlarıyla dünya çapında ün kazanmıştır.
Antonio, mobilya üreticileri ve iç mimarlarla çalışarak küçük bir tasarım stüdyosu olarak ün kazanmaya başladı. Bu alandaki başarısı, kendisine birçok prestijli ödül kazandıran orijinal kreasyonlar yarattığı ünlü markalarla işbirliği yapmasına yol açtı.
Sity döşemeli mobilya koleksiyonu, güzellik ve konforun bir ölçütü olarak kabul edilebilir. Ardından Mobil depolama sistemi ve üzerinde oturan kişinin ağırlığına göre ayarlanabilen inanılmaz rahat Visavis sandalye gibi başyapıtlar geldi.
Benzer bir tasarıma bakın: Sarah Illenberger: Çarpıcı fotoğraflarda çiçekli havai fişekler
80'li yılların sonunda Antonio ve eşi, ana faaliyet konusu binaların mimari tasarımı ve ardından iç dekorasyon olan bir şirket kurdu. Ve bu sadece dünyanın her yerindeki özel evler değil, aynı zamanda büyük kurumsal binalar ve hatta fabrikalardı. Ortaklık daha sonra Citterios'un bugün hala işlettiği dünyaca ünlü tasarım, mimari ve grafik stüdyosuna dönüştü.
Tasarımlarının ayırt edici özelliği işlevsellik ve zarif sadeliktir. Şekil ve doku ile deney yapmayı seviyor, ancak bunu zevkli ve ihtiyatlı bir şekilde yapıyor. Bu nedenle mobilyaları her türlü iç mekana sorunsuzca uyum sağlıyor ve onunla ahenk içinde çalışıyor.
Yetenekli insanlar her konuda yeteneklidir. Bu ifade, Citterio'nun hem mimari projelerde hem de iç tasarımda kendini gösteren sanatını mükemmel bir şekilde tanımlıyor.
İlginç iç tasarım: Arne Jacobsen. Arne Jacobson. Mimar ve tasarımcı. Danimarka İşlevselciliğinin Öncüsü
Yazının okuyucusu olarak Antonio Citterio adına bir soru sormak istiyorum: Tasarımlarınızın ilhamını nereden alıyorsunuz? Belirli bir tasarım felsefeniz var mı? İşlevselliği ve estetiği bir arada nasıl başarıyla birleştiriyorsunuz? Özellikle mimari ve endüstriyel tasarım alanında ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?